Amatör Göçmenin Tecrübe Torbası

İngiltere´de Irkçılık: Var mı öyle bir şey?

İngiltere’de ırkçılık, ayrımcılık ile ilgili sorular İngiltere’de yaşamak isteyen yakınlarım tarafından sorulan sorular arasında tepeye oynuyor neredeyse. Sosyal medyada ise yurt dışına göç etmek isteyen kişilerin gittikleri ülkede ikinci sınıf insan olmak ile korkutulduklarını okuyorum. İngiltere’de ırkçılık, ayrımcılık gibi konulara girip kendi gözlemlerimi aktarmadan önce peşin peşin dünyanın her yerinde ırkçılık olduğunu hatırlatmak isterim. Özellikle ve ne yazık ki Türkiye’de.

We are vain and we are blind / I hate people when they are not polite.

Talking Heads (Psycho Killer´dan)

İngiltere Ahalisi

Öncelikle tarih derslerinden hatırlayacağınız gibi Birleşik Krallık emperyal bir ülke. Görebileceğiniz üzere işgal etmedikleri, askerlerinin ayak basmadığı veya direkt vergiye bağlayamadıkları sadece 22 ülke bulunuyor. An itibariyle aralarında Kanada, Yeni Zelanda, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerinde bulunduğu 53 ülke British Commonwealth ülkeleri grubunda yer alıyor.

Peki bilinen dünya tarihinin en başarılı imparatorluğunun günümüz halkı tüm bunlara rağmen geçmişleriyle övünüyorlar mı? Şu yağmurlu adadaki en yakın arkadaşlarım iki İngiliz ve bir İspanyol an itibariyle. Ağustos ayında İngilizlerden biriyle ailece bir İspanya tatili yaptık. İçki masalarının nahoşluğundan istifade etmeye çalışarak konuyu siyasete getirmeye çalıştım ki ağzından tarihsel bazda bir artistlik duyayım. Ne oldu dersiniz? Ülkesinin geçmişine dair övücü bir cümle bile söylemedi adam. Bizde öyle mi? Osmanlı´nın en geniş sınırlarının olduğu harita eminim Google aramalarında hep tepededir.

İngiltere'de Irkçılık
İngiltere’de ırkçılık var diyemem ama savaş müzelerinde ordularına olan güveni bol bol sergilemekten geri durmuyorlar.

Geçmişin emperyal gücü olmasının da etkisiyle Birleşik Krallık kozmopolit bir ülke. Her ne kadar diğer şehirler içlerinde yaşayan insan ahengi açısından Londra´nın çok gerisinde kalsalar da, hemen hemen tüm şehirlerde Commonwealth ülkelerinin (özellikle Hindistan ve Pakistan) vatandaşları ve pek çok Avrupa ülkesinin insanları bir arada yaşıyor.

Henüz Birleşik Krallık´a taşınıp İngiltere’de yaşamaya başlamadan önce Londra´da yaşamakta olan eşimin kardeşi bize İngiltere’de ırkçı olmanın çok kolay olduğunu söylemişti. Tabi ki o zamanlar ne demek istediğini anlamamıştık. Araştırdıysanız bilirsiniz, İngilizlerin geneli, içmedikleri sürece, kişisel alana saygı duyan, kurallara uyan, toplu taşımada bağırıp çağırıp milleti rahatsız etmeyen insanlardır. Eminim sizlerde İngiltere’ye yerleşip kurallara uygun bir şekilde kimseye rahatsızlık vermeden yaşayıp giderken, kuralları ve çevre insanların rahatsızlığını hiçe sayan birinin davranışlarından rahatsız olacaksınızdır. İşte, ne yazık ki, bu bahsettiğim davranışların büyük bölümü göçmenlerden geliyor.

İngiltere’de Irkçılık Gözlemleri

Ben ve eşim İngiltere’de ırkçılık ile ilgili bir tecrübe yaşamadık. Ancak dışarıdan gözlemlediğimiz üç olay gerçekleşti ki görmek pek hoş değildi. Bu üç olayın ikisi ırkçılık sınıfına bile girmez belki, yine de sebebini bilmediğim bir şekilde yazmak zorunda hissediyorum.

Konuyla ilgili gözlemlediğimiz ilk örnek geçtiğimiz yıl İspanya´dan İngiltere’ye dönüş yolunda Eurostar´da meydana geldi. Sağ çaprazımda bulunan karşılıklı ikili koltuklarda oturan orta yaşlarda iki çift kendi aralarında, sonradan Yunanca olduğunu öğrendiğim, kendi dillerinde muhabbet ediyordu. Açıkça söylemek gerekirse çok sessizlerdi diyemem ama şahsen rahatsızlık duymamıştım.

Tünel treni çelik rayların üstünde akıp giderken çiftlerin arkalarında oturan, bir İngiliz teyze muhabbete girerek, gülümseyen bir yüzle çiftlerin hangi dilde konuştuklarını sordu. Çiftler aynı gülen, mutlu yüzlerle konuştukları dilin Yunanca olduğunu söylediler. Aynı teyze yine gülen yüzle, salağa yattığını iyice belli ederek, Yunanistan ekonomisinin kötü olup olmadığı, İngiltere’de yaşamaktan memnun olup olmadıklarını, İngiltere ekonomisinin iyi olduğu ile ilgili sorular sormaya başladı. Çiftlerin yüzleri asıldı, uzunca bir süre aralarında bir konuşma olmadı.

Bir diğer örnek ise otobüsle şehir merkezine giderken gerçekleşti. Hattın ortasında otobüse binen yaşlı bir teyze yol boyunca yüksek sesle, Arapça olduğunu düşündüğüm, kendi dilinde telefonda konuşmaktaydı. Bu tip olaylar genelde beni rahatsız etmez ama on dakika sonrası bende rahatsızlık duymaya başlayıp otobüsteki diğer yolcuları gözlemlemeye başladım ve yolcuların büyük kısmının göz ucuyla kadını süzdüğünü fark ettim. Kimileri ise kadına bakarak gülüyordu. Neyse ki laf eden olmadı ama olsaydı şaşırmazdım.

Her ülkede aşırı sağcı gruplar mevcuttur bildiğiniz üzere. Yaşadığım muhitte bakkaldan sola dönünce az ileride bir cami bulunuyor. Geçtiğimiz yıl Müslümanlara karşı aşırı sağcı bir grup cami önünde eylem yapmak istedi. Ancak çevrede yaşayan İngilizlerin tepkisi ve polisin kendini göstermesiyle eylem başlamadan bitti.

İngiltere’de Sosyal/Profesyonel Ayrımcılık

İngiltere’de ayrımcılık benim gözüme ırkçılıktan çok daha fazla çarpan bir durum. Şahsen ben ve eşim sosyal/profesyonel anlamda ayrımcılığa maruz kalmadık. Ancak, özellikle İngilizlerle yakın arkadaşlık kuramayıp dışlanan tanıdıklarım oldu. Ancak bunun sebebi basitçe dil bariyeriydi. Hak vereceğiniz üzere çok az kişi arkadaş grubu içinde birinin basit bir olayı yarım saatte anlatmasına katlanır. Kısaca sosyal ayrımcılığın İngilizce seviyesi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Ancak bu durum moralinizi bozmasın. Kimsenin dili mükemmel değil. Gözlemlediğim kadarıyla kendini geliştiren hiç kimse sosyal bir ayrımcılığa maruz kalmadı. Benim bahsettiğim kişiler 2-3 yıldır burada yaşayıp dil seviyesini ilerletmeyenler.

Profesyonel anlamda ise ayrımcılıkla karşı karşıya kalanı hiç duymadım. Benim şu an çalıştığım şirkette bile İngilizcesi pek ileri olamayanlar, cinsel tercihi farklı yönde olanlar mevcut. Türkiye´de bir şirket sahibi olduğunuzu hayal edin. Türkçesi pek iyi olmayan, derdini çat pat anlatan, hatta bazen sizin ne dediğinizi bile anlamayan birisini işe alır mısınız? İngilizleri sosyal anlamda ayrımcılıkla suçlayabilirsiniz ancak profesyonel anlamda ayrımcılıkla suçlarsanız ben bile gülerim.

Bir de İngiltere’de yaşayıp İngilizlere karşı ayrımcılık yapan güruh mevcut. Bunlardan bir tanesi de liseden tanışıklığım olduğundan ara sıra görüşmek zorunda kaldığım, Londra’da yaşayan bir arkadaş. Kendisi yabancılarla arkadaşlık yapmayıp, yalnızca Türklerle muhabbet ediyor. Durmadan İngilizleri ve İngiltere’yi eleştiriyor. Hatta aklı sıra dalga geçtiği yetmezmiş gibi kendince aşağılıyor, ancak ülkesine neden dönmediğini sorduğunuzda cevap vermiyor. Bu tiplerden uzak durmanızı öneririm. Şahsen ben İngilizleri eleştiren herkese Türkiye´ye dönmelerini öneriyorum, bir daha da benimle konuşmuyorlar zaten.

Sonuç

En nihayetinde benim tecrübelerime göre İngiltere’de ırkçılık Türkiye´ye göre oldukça az. Türkiye´de ırkçılık yok diyorsak, askerliğimi yaptığım Şırnak, Hakkari bölgelerinin fakirliğine, Aleviler ile ilgili yapılan sözüm ona şakalara, okullarda din dersi adı altında öğretilen Sünni mezhebine biraz dikkat kesilmemiz gerektiğine inanıyorum. İngiltere’de ırkçılıkla, ayrımcılıkla ilgili çekinceleriniz var ise, bu tarz durumlar ile karşılaşıp karşılaşılmamasının biraz şans, biraz da göçmenlerin kendi tutum ve davranışlarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Şu hayatta ırkçıları ve ayrımcıları, hayvanlara ve doğaya kötü davrananları, ve bir de Mustafa Kemal ile İnönü´yü sevmeyenleri sevemedim.

Bu yazdıklarımın Manchester ile alakalı olduğunu unutmayınız. Umarım ırk, dil, din, cinsiyet ayrımcılığı dünyamızdan, kibarlıktan, saygıdan anlamayan insanlarla beraber, silinir gider.

Yorumsuz geçmeyin...

2 yorum “İngiltere´de Irkçılık: Var mı öyle bir şey?”