Amatör Göçmenin Tecrübe Torbası

Tabernas Çölü ve Fort Bravo: Kovboyların Kaybolduklarını mı Sandınız?

Kendimi Tabernas Çölü ’ne vurmam için İngiltere’de 3 yıl yaşamak yetti. Yalan söyleyerek cehaletimi saklamama, kıvrım kıvrım kıvrılmama gerek olmadığını düşünerek söyleyebilirim ki Avrupa’da çöl olduğunu bilmiyordum. Eşimden bu çölün İspanya’da olduğunu öğrenir öğrenmez zaten planlamakta olduğumuz Andalusya gezisine çöl ziyaretini de dahil ettik. Tabernas Çölü ’nün var olmasını bir kenara bırakırsak, çölün Fort Bravo, Oasys gibi atraksiyonlara ev sahipliği de yaptığını öğrenmem ile birlikte, çöl, benim gibi rüyalarında Akdeniz’i gören birinin bile gezi planının en ön sırasına yerleşti.

I’ve been through the desert on a horse with no name / It felt good to be out of the rain,
In the desert you can remember your name / ‘Cause there ain’t no one for to give you no pain.

America – Horse With No Name

Tabernas Çölü

İspanyolların deyişiyle Desierto de Tabernas, Tabernas Çölü, bahsettiğim gibi Avrupa’nın çöl iklimine sahip tek bölgesi. Yıllık ortalama sıcaklık 17 derece civarı ve yaz aylarında gölgede sıcaklığın 40 derecenin üzerine vurması gayet normal karşılanıyor. Şanslı gününüzdeyseniz 50 dereceyi bile denk getirip ölebilirsiniz. Boşuna yağmurda beklemeyin.

Tabernas Çölü, Andalusya özerk bölgesinin Almeria sınırları içerisinde yer alıyor. Çevre kasabalardan ise araç ile ulaşımı oldukça kolay. Biz GPS kullanıyorduk ama bölge oto yollarında işaretleri izleyerek bile çöle ulaşabilirsiniz. Ancak çıkışı gösteren işaret görememiştik yanlış hatırlamıyorsam. Zaten çöle girmenin değil çıkmanın zor olması daha mantıklı.

Almeria’da kimi günler güneş maskesini giyer, varlığını hissettirmez. İnsanı tembelleştiren Akdeniz iklimi, çöl iklimi ile birleşince insanların yüzüne çakırkeyflerin gülümsemesi yerleşir. Tüm gün hareket etmeyenler dahi kendilerini huzurlu bir yorgunlukta hisseder. Bizim Tabernas Çölü ziyaretimiz eylüle özgü güzel bir akşamüstüne denk geldi. Cabo de Gata yazımda bahsettiğim gibi, Genovesses plajında yarım gün geçirip, Akdeniz’in tuzlarını üstümüzden silkelemeden darmaduman saçlar ve güneşten kızarmış suratlarımızla, çöle gitmenin heyecanıyla kendimizi çöle vurduk.

Tabernas Çölü 280 kilometre karelik bir alanı kapsıyor ve, Cabo de Gata gibi, koruma altında. Eğer ziyaret etmeye niyetiniz var ise ben akşamüstü ziyaret etmenizi öneririm. Bizim ziyaretimiz eylülün kaykılmaya başladığı dönemlere gelmiş olmasına rağmen çöl halen sıcaktı.

Tabernas Çölü
Tabernas Çölü

İnsan davranışlarını yadırgamamayı kendime adet edindim. Kimi insanların gökdelen sevdalısı olması, bunun için okyanuslar aşıp dev gibi binaların arasında fotoğraf çektirmeleri umurumda değil, bana ne. Bu tip zevkleri olan biriyseniz çölün size verebileceği pek bir şey yok. Ancak doğayı seven herkesin Tabernas Çölü’nden etkileneceğini düşünüyorum. Özellikle fotoğrafçılıkla uğraşanlar gün doğumu ve gün batımında çölde vakit geçirmekten mutluluk duyacaklardır. Ben ise çölde gün batımını biramı içerken zevkle izlemekle ve mümkün olduğunca gördüklerimi hafızama kazımakla yetindim.

Tabernas Çölü
Tabernas Çölü ‘nde kızılderili çadırları

Fort Bravo/Texas Holywood

Tabernas Çölü sunduğu muazzam doğanın etkisiyle pek çok film/dizi çekimine ev sahipliği yapmıştır. Lawrance of Arabia, Trinity iş Still My Name, Indiana Jones and the Last Crusade, Once Upon a Time in the West, Game of Thrones, A Fistful of Dollars örnek olarak verilebilir.

Tabernas Çölü ve Fort Bravo
Tabernas Çölü’nden Fort Bravo görünümü. Kızılderili saldırılarından bizi koruyacak olan kale.

Kovboylar hakkında o kadar çok hikaye anlatılmıştır, o kadar çok film çekilmiştir ki, esasen 30 ila 50 yıl arası var olmuş bu dönemin orta çağ kadar uzun bir dönemi kapsadığını sanırsınız. Ek olarak izlediğimiz tüm kovboy filmleri öyle bir lanse edilmiştir ki sanırsınız ki hepsi Amerika’da çekilmiş. Benimde sonradan öğrendiğim kadarıyla bildiğimiz kovboy filmlerinin en güzelleri aslen İspanya ve İtalya’da çekilmiştir ve Spaghetti Western olarak adlandırılmıştır.

Fort Bravo Meydanı
Fort Bravo Meydanı

Aslen Sergio Leone’nin pek çok filmine ev sahipliği yapan Fort Bravo, ismini girişte sizi karşılayan kalesinden alıyor. Fort Bravo, vahşi batı filmlerinin şaşalı dönemi geride kalmış olmasına rağmen halen film seti olarak kullanılmaya devam ediyor.

Set, bildiğim kadarıyla yaz kış ziyaretçilere açık ve her gün kovboylar tarafından, öğle ve akşamüstü olmak üzere, iki tiyatro gösterisi düzenleniyor. Biz, söylediğim gibi, öğleni sahilde bularak akşamüstü gösterisine katıldık. Bilet fiyatı yetişkinler için kişi başı 19.40 Euro, çocuklar için 9.90 Euro. Biletlere ücretsiz fayton gezisi dahil olmasına rağmen biz hayvanları yormayalım diye yürüyerek gezdik.

Fort Bravo
Şerifin atı Dül Dül kadar sadık.
Tabernas Çölü ve Fort Bravo
Kim bilir kaç tane lanet olası haydut burada can verdi.

İsteyenler, ücrete tabi olmak üzere, at kiralayarak çölde gezintiye çıkabiliyor. Ayrıca Fort Bravo hayatım boyunca gördüğüm en otantik bara sahip. Barda bira olarak 33cl San Miguel Special Edition servisi yapılıyor.

Fort Bravo
Fort Bravo Barı. Bira iki Euro civarı.

Ek olarak tesisler de restoran, hediyelik eşya dükkânı, film ekipmanlarının sergilendiği mini bir müze, karavan parkı, havuz, ve yatıya kalmak isteyenler için bungalovlar da mevcut.

Fort Bravo Bar
İçkisini yudumlayan bir kovboy.

Gösteriler

Fort Bravo öğlen 12:00 ve akşamüstü 17:30 olmak üzere günde iki gösteri sunuyor. Biz 17:30 gösterisi başlamadan yarım saat önce, biletlerimizi kapıda alarak giriş yaptık. Gösteri başlayana kadar hemen girişte yer alan Fort Bravo kalesini ve meydanı dolandık.

Daha sonra ana meydanda bulunan bara (Mayfield) geçtik. Bar hemen her kovboy filminde görebileceğiniz klasik Vahşi Batı tarzında dizayn edilmiş. Zaten aksi durumda filmlerde kullanılamazdı.

Fort Bravo

Gösteri kankan dansı ile başladı. Yaklaşık on beş dakika kadar Country müzikleri eşliğinde dans ettiler. İlk şovun ikinci perdesi kovboyların bara girişiyle başladı.

Kızlara pek bakmayın, hepsinin kovboy yavuklusu var. Sonra çok ağlarsınız şerif şerif diye.

Gösteri İspanyolca olduğu ve İspanyolcam halen “dos cervezas por favor” ötesine gidemediği için hiç pek bir şey anlamadım. Ama salonun ortasında silahların patlamasını, kahrolası haydutların yerlerde yuvarlanmasını bir vahşi batı filminin içindeymiş gibi dört gözümle izledim. Eşimin anlattığı kadarıyla diyaloglar oldukça komikmiş. İspanyolcayı sökünce tekrar gidip test edeceğim.

Fort Bravo
Allah her kasabaya böyle şerif nasip etsin.

İlk perde sonrasında kovboy kasabasını ve Meksika kasabasını dolaşmaya başladık. Hücrelere, şerifin odasına girdik. Bol bol fotoğraf çektik. Fort Bravo’da iki saatte çektiğim fotoğraf sayısı Amsterdam’da üç günde çektiğim fotoğraf sayısından fazladır.

Fort Bravo Meydanı
Fort Bravo Meydanı

Gösterinin ikinci perdesi ise Mayfield’ın önünde ki meydanda vuku buldu. Bir şekilde altın dolu keseyi ele geçiren haydutlar arasında çatışma çıktı. Altının çekiciliği haydutları etkisi altına aldı ve dostlar bir kez daha düşman oldu.

Fort Bravo

Meydanın ortasında, at üstünde vuruştular… Kimisi damdan aşağı düştü, kimisi Tabernas Çölü’ne yığıldı kaldı arkasından göz yaşı döken olmadan. Ben ise bir vahşi batı hayranı olarak, daha okula gitmeye başlamamışken dedemin evinde ki uydu bağlantılı televizyonda, yabancı kanalların çizgi filmlerini nasıl ağzım açık izlediysem, Fort Bravo gösterilerini de öyle ağzım açık olarak izledim.

Gösteriler bittikten sonra arabaya dönüp dolaptan artık soğukluğunu kaybetmeye başlayan biralardan bir tane alıp, gösterinin etkisinde çölde yürümeye başladık.

Oasys/Mini Holywood ve Western Leone

Fort Bravo’nun yanı sıra Tabernas Çölü ziyarete açık olan iki vahşi batı setine daha sahip. Üç setin en küçüğü olan Western Leone, Once Upon A Time In The West’in çekildiği yer. Mantıken en önemli set olması gerekirken sanırım pazarlama hataları, sunduğu olanakların darlığı açısından pek iyi yorumlara sahip değil ne yazık ki.

Tabernas Çölü Oasys/Mini Holywood
Oasys/Mini Holywood

Oasys/Mini Holywood ise büyük ve Fort Bravo gibi aktif bir film seti. Fort Bravo’dan fazla olarak içinde hayvanat bahçesi bulunduruyor. Fort Bravo’ya kıyasla daha derli toplu, daha iyi restore edilmiş görünüyor. Ancak biz, ziyaretçi yorumlarından ve fotoğraflardan, biraz özgünlüğünden ödün vermiş olduğunu hissettik nedense. Giderseniz memnun kalacağınızı sanıyorum.

Los Albaricoques: Çölde Bir Garip Köy

Oteli terk edip Sevilla için otobana girmeden önce For a Few Dollars More filminin pek çok sahnesinin çekildiği Los Albaricoques kasabasına da uğradık. Los Albaricoques küçük, beyaz boyalı evleri ve gelmiş geçmiş en iyi vahşi batı filmlerinden birine ev sahipliği yapması dışında hayalet bir kasaba. Açık market, restoran bile bulamadık. Bu kadar hareketsizliğe rağmen nasıl bu kadar bakımlı kaldığını anlamadım. Los Albaricoques’in tek ve en büyük oteli bile kapalıydı.

Los Albaricoques
Los Albaricoques

Kasabada yapacak hiç bir şey yok. Tek yapabileceğiniz film sahnelerinin çekildiği yerlerde yürümek. Filmde ki adı Aguas Calientes olan kasabanın sokak ve meydanlarına Sergio Leone, Clint Eastwood ve diğer aktörlerin isimleri verilmiş. Kasabada yarım saat bile geçirdiğimizi sanmıyorum. Eğer yolunuzun üstündeyse ve cidden vahşi batı filmlerine düşkünseniz uğrayabilirsiniz.

Los Albaricoques
Los Albaricoques: For a Few Dollars More filminin dövüş sahnesinin çekildiği sokak.

Tabernas Çölü ve Fort Bravo gezinin en güzel bölümleriydi. Olurda bir gün kendimi Almeria’ya bir daha dönmemek üzere atmayı becerebilirsem, bu ikili eminim, Los Muertos ile beraber, uğrak noktalarımdan olacaktır. Kim bilir belki Fort Bravo iş başvurularımı kabul eder ve karşınıza bir gün kovboy olarak çıkarım.

Yorumsuz geçmeyin...