Eğer ki Tarifa ve Cabo de Gata yazılarımı okuduysanız, Andalusya’ya hayran olduğumu zaten biliyorsunuzdur. Ne zaman Andalusya’yı şimdikinden daha fazla sevemeyeceğimi düşünüp yollara düşsem, Andalusya görmüş olduklarımdan çok daha güzel yönlerini gösterip beni şaşırtmayı başarıyor. Mojácar ise, Andalusya’nın karşıma çıkardığı son güzellik.
Daha güzel sevişmek istiyorsanız güneye gitmelisiniz.
Raffaella Carrà
Almeria bölgesine bağlı olan Mojácar’ın Akdeniz’e kıyısı bulunuyor. İsmi ilk başta Arapçadan türemiş hissi vermesine rağmen aslen isim Yunan işgal yıllarından geliyormuş. Yüksekçe bir tepenin üstüne konmuş izlenimi veren kasabada evler Akdeniz geleneğine sadık bir şekilde beyaz. Ne zaman beyaz evlerle dolu bir sahil kasabası görsem hemen “Bodrum gibi” etiketini yapıştırıp hem eşimi hem diğer yabancı arkadaşlarımı zevkle fıtık ediyorum. Kasaba Mojácar Pueblo (old town) ve Mojácar Playa olarak ikiye bölünmüş. Kasabanın kurulu olduğu tepe ile Mojácar Playa denilen sahil kıyısı arası 3 kilometre kadar.
Mojácar Pueblo
Biz gezimizde geleneksel bir yol izleyerek sahil yerine kasabanın merkezinde konakladık. Mojácar çok güzel bir şekilde korunmuş ve yapılan restorasyonlar aslına uygun olarak tamamlanmış. Kasabanın her köşesinden ayrı bir güzellik karşınıza çıkıyor. Evlerin arasında yürünen dar, beyaz duvarlarla çevrelenmiş sokaklar geniş meydanlarda sona eriyor. Kasaba bir tepeye kurulu olduğu için ziyaretçileri bol bol yokuşlu sokaklar ve merdivenler bekliyor.
Mojácar’ı muhteşem yapan tek şey beyaz küp evleri, dar sokakları ve artistleri değildir. Kasaba Akdeniz kenarında bir tepeye kurulmuş olmanın getirilerinden fazlasıyla yararlanmaktadır ve ziyaretçilerine çok güzel manzaralar sunmaktadır. Yüzünüzü denize döndüğünüzde altınızda uzanan Mojácar Playa ve uçsuz bucaksız Akdenizi görürsünüz. Denize arkanızı verdiğinizde ise karşınızda sakinleştirici, Tabernas’ı andıran, bir çöl ile karşılaşırsınız.
Mojácar Pueblo restoran ve barları Mojácar Playa’ya kıyasla daha ilgi çekegelmiştir. Sabahları boş olan kasaba, akşamüstleri turistlerin ve çevre kasabalarda yaşayan yerel halkın akınına uğrar. Ziyaretçiler kasabanın bar ve restoranlarını doldururlar. Akşam yemekleri yenip, içkiler içildikten sonra Mojácar görece sakin haline geri döner.
Kasabanın içinde haliyle arabayı park edecek noktalar çok az. Pek çoğu da zaten yerel halk için ayrılmış. Belediye tepenin arka tarafına herkese yetecek büyüklükte bir park alanı ayarlamış ancak hatırı sayılır bir yokuşu yürüyerek çıkmanız gerekiyor arabayı park ettikten sonra.
Mojácar Playa
Mojácar’ın sahil kısmı daha çok oteller, beach club tipi eğlence yerleri ile dolu. Biz ilk kez deniz gören çocuklar gibi güneş batana kadar denizden çıkmayıp otele patates gibi döndüğümüz için, geceleri yemek ve bir-iki (beş) içki sonra otele döndük. Kısaca beach club için ne vakit ne enerji ayırabildik. Size denemenizi tavsiye ederim.
İngilizler başta olmak üzere pek çok Avrupalı emeklilerin yerleştiği bir bölge ayrıca. Dolaysıyla pek çok yerleşik Avrupalıya rastlayabilirsiniz. Mojácar Playa’nın en büyük marketi ve İspanya’nın en büyük market zincirlerinden biri olan Mercadona’nın etiketleri bile İngilizce.
Açıkça Mojácar Playa’da, Mercadona’dan alışveriş yapmak dışında, hiç vakit geçirmedik.
Barlar & Restoranlar
Yukarıda yazdığım gibi pek çok insan akşamüstleri yemek için Mojácar Pueblo’yu ziyaret ediyor. Biz Mojácar Pueblo’da kaldığımız için kasabanın sahil kısmında ki restoranlara hiç uğramadık. Ancak Mojácar Playa’da da çok güzel restoranlar olduğundan da emin olabilirsiniz.
Benim en beğendiğim restoran Bask mutfağını servis eden Viento Norte idi. Restoran eski kasabanın merkezinde yer alan kilisenin yanında bulunuyor. Çok güzel bir terasa sahip. Mojácar’da ki ilk gecemizde gittiğimiz bu restoranı o kadar beğendik ki, hiç başka maceralara atılmadan kasabada kaldığımız beş gecenin üçünü bu restoranda geçirdik. Çok güzel bir şarap menüsü var restoranın. Yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı öneririm.
Benim için belki de tüm tatilin en güzel detayına gelirsek… Viento Norte’nin iki erkek bir kız olmak üzere üç Romanya uyruklu garsonu vardı. İkinci gidişimizde artık garsonlarla muhabbet eder olmuştuk. Bir gece restoranda şaraplarımızı içip yemek yedikten sonra bir bara gitmeye karar verdik eşimle ki, Mojácar’ın meşhur olan mojitolarından da tadalım. Bulduğumuz çok sevimli bir bara dalıp ikinci mojitolarımızı yarılamışken bahsettiğim üç Romanyalı garson ve arkadaşları bara geldiler ve yan masaya oturdular.
İkinci içkilerini sipariş ettikleri sırada bizim biten içkilerimizi görüp yenisini isteyip istemediğimizi sordular. Evet cevabını takiben yeni mojitolarımız geldi. Hesabı öderken altı mojito için hesabın 24 Euro gibi ucuz bir fiyat olduğunu öğrenince son gecemizde tekrar bu bara geldik. Yine altı mojito içip 36 Euro hesapla karşılaşınca anladık ki sadece ayak üstü konuştuğumuz garson arkadaşlar bize mojito ısmarlamışlar. Halen her Mojácar’ı konuştuğumuzda o güzel insanları hatırlarız. Umarım hepsi iyilerdir.
En beğendiğim ikinci restoran ise çocukken İspanya’ya yerleşen, oldukça mütevazı Arjantinli bir cumhuriyetçiye ait olan Salud y Barpublica. Eğer vejetaryen değilseniz steak çeşitlerini denemenizi öneririm.
Ayrıca güzel bir şarap menüsü de var restoranın. Restoran adından anlaşılacağı gibi devrimcilere adanmış. Duvarlar devrimciler ve cumhuriyet bayrakları ile dolu. Yemek sonrası likörlerinizi içerken bir kaç el bilardo atabileceğiniz salaş, sadece hoş insanların gittiği bir restoran.
Sahiller
2019 yılında yaptığımız Cabo de Gata gezisinden bu yana fark ettik ki ne zaman muhabbet denize gelse, aklımıza gelen ilk sahil her zaman Playa de Los Muertos oluyor. Bu sebeple sahil konusunda hiç maceraya atılmadan, risk almadan hemen hemen her gün Los Muertos’a gittik.
Los Muertos, hemen derinleşen berrak suları ile Andalusya’nın en meşhur sahillerinden. Sahil küçük taşlardan oluşuyor. Mojácar’dan araba ile yarım saat uzaklıkta, Bölgenin bir başka güzel kasabası olan Carboneras’ın hemen yanında bulunuyor. Sahilde market yok. Kendi yiyecek ve içeceklerinizi getirmenizi öneririm. Park alanı mevcut ancak yoğun zamanlarda yetersiz kalabiliyor. O yüzden ne olur ne olmaz erken gitmenizi öneririm ki arabanızı dağlara taşlara park etmek zorunda kalmayın.
Araya başka sahil de sıkıştırmak için Mojácar’da bulunan Playa del Sombrerico’da bir gün geçirdik. Sahil bakir. Sahile giden doğru düzgün yol bile yok. Doğada olayım, deniz sesinden başka ses olmasın, güneşin tadını çıkarayım diyenler için birebir.
Bordenares, Playa el Sombrerico (Del değil, El) bölgenin diğer meşhur koyları. Mojácar Playa, adından da anlaşılacağı gibi, boylu boyunca kumsal. Ancak yukarıda saydığım gibi koylarla çevrelenmiş bir belde de olup Mojácar Playa’da denize girmek bana göre olmadığından deneyimlemedim.
Cabo de Gata yazımda da yazmıştım ama tekrar edeyim. Cabo de Gata, koruma altında ki doğal bir park. Haliyle bölge sahillerinde bol bol nüdist görebilirsiniz. Ne yazık ki içimizden bazıları kendilerinden çok başkalarıyla ilgilendiği için tekrar etme gereği duyuyorum. Bölgeye gittikten sonra ay poposunu gördüm ahlakım bozuldu, ay memeleri açıldı abdestim kaçtı vs demeyin. Ahlak bozulmaz, abdest de kaçmaz…
Yine Hoşçakal Andalusya
Mojácar, bana beklediğimden çok daha fazlasını verdi. İleride temelli yerleşmek istediğim bölgeyi yeniden ziyaret etmek, Andalusya güneşinin altında, Akdeniz sularında olmanın hissettirdiği tembellik ve rehavet, Mojácar’ın verdiği huzur ile birleşince tatil hızla akıp geçti. Tabi bunda İspanyol şaraplarının ve brendilerinin de payı var.
Bu yazı bu kadar. İleride Cabo de Gata’ya yerleşmeyi becerirsem, bir Mojácar akşamında elimde brendimle hem size, hem dünyaya nanik yaparken yazıyı yeniden okurum.
Umarım tatilleriniz umduğunuzdan daha güzel geçer.