İngiliz yaşam şeklinin en belirgin özelliğinin ne olduğunu düşündüğümde aklıma gelen öğeler içinde en öne çıkanı İngiltere’de pub kültürü dışında bir şey değildir. Bu yağmurlu, virüs olmadığı zamanlarda güneşin kendisini göstermediği adada hayat adeta pub çevrelerinde yaşanır. Bu yüzden olsa gere İngilizlerin pub sevgisi ada sınırlarını aşmış ve pub kültürü kendisini dünyanın pek çok yerinde gösterir olmuştur.
A good local pub has much in common with a church, except that pub is warmer, and there’s more conversation.
William Blake
Pub Nedir?
Tarihi olarak Romalılara kadar uzanan pub tanımı zamanla evrim geçirmiş hemen her şey gibi. İlk başlarda alkollü içeceklerin tüketildiği yerler iken daha sonraları işin içine yemekte girmiş haliyle. Eskiden alehouse, tavern olarak anılan mekanlar mevcutken, ilerleyen zamanlarda, bizde ki tarih derslerinden hatırlayacağınız gibi, kervansarayları andıran, yol molası vermek isteyenlerin konaklayabileceği yemek ve içecek servisi yapılan ve “inn” olarak adlandırılan mekanlar eklenmiş. Inn, alehouse ve tavernaların günümüzde ki pub halini almaları ise on dokuzuncu yüzyılı buluyor.
Genel geçer bir pub tanımı olmamakla beraber CAMRA adlı ale biralarının tüketici organizasyonu pubları üyelik gerektirmeden halka açık olan, yemek siparişinden bağımsız fıçı bira satışı yapan, yiyecek bölümü hariç yalnızca içeceklere ayrılmış bir iç bölmesi olan, bardan içki siparişi verilen mekan olarak tanımlıyor.
Aklınıza pub ile barın aynı şey olduğu gelebilir normal olarak. Ancak aralarında çok fark vardır. Barlar alkol almak isteyenlerin gittiği mekanlar iken publar lokal insanların alkollü/alkolsüz içecekler içip yemek yediği, çoluk çocuk takıldıkları, muhabbet ettikleri mekanlardır. Pek çok pub bahçesinde çocuklar için oyun parkları bile barındırır. Ayrıca pek çok pub halen gecelik oda kiralamaktadır.
İngiltere’de Pub Kültürü
İngiltere’de Pub kültürü öyle önemlidir ki, bu gece ne yapıyorsun, iş çıkışı ne yapacaksın, hafta sonu ne yaptın, nerede buluşalım, nereye gidelim, nerede yiyelim gibi sorulara cevap olarak er yada geç pub dersiniz. İngiltere’ye ne kadar adapte olduğunuz ise bu sorulara ne sıklıkla pub cevabı verdiğinize göre değişebilir. İş arkadaşlarıyla iş çıkışı, ailenizle hafta sonları gideceğiniz yer pub dışında bir yer değildir. Hele birde nadir güneşli günler hafta sonuna denk geldiyse bahçesi olan publarda yer bulabilene aşk olsun.
İngilizlerin, futbolun başı çekmesine rağmen, spora olan düşkünlüğü herkesçe bilinir. Öyle ki burada ki en yakın arkadaşımla Ispanya tatili yapmaya hazırlanırken ilk sorduğu soru cumartesi günü maçı nerede izleyebilecegimiz oldu. Izlemek istediği maç ise öyle derbi falan değildi, Southampton – West Ham maçıydı. Şöyle düşünün, tatile İspanya’ya gidiyorsunuz ve Beşiktaşlı olmanıza rağmen Kayseri – Samsun maçını izlemek istiyorsunuz. Kısaca işte bu spor aşkı ile fubol, kriket, rugby gibi sporlar pub ekranlarında gösterimdedir ve publar insanların maç izledikleri yerlerdir aynı zamanda. Ancak ses hiç bir zaman diğer insanları rahatsız edecek kadar açılmaz, insanlar bağrışmazlar. İlginiz yoksa maç oynandığını anlamazsınız bile.
Özellikle lokal publara dair benim en çok ilgimi çeken nokta pubların isimleri ve girişlerde asılı olan tabelalarda bulunan logolardır. Bu isimler ve logolar kısmen ilginç gelmiştir bana. Logolarda ejderhalar, zebralar, isimlerde tuğla ustasının kolları, yaşlı maymun, eski horoz oteli gibi.
Yiyecekler, İçecekler, Aktiviteler
Çeşit çeşit pub tipleri mevcuttur. Kimi publar sadece spor gösterimine ve içkiye öncelik verip mutfak barındırmazken, kimileri bir restoran kadar geniş bir menüye sahip. Pub yemekleri genel anlamda pek hoşuma gitmemesine rağmen sık sık, özellikle fısh and chips için, pub yolunu tutuyorum. Gerçi var olmayan kavramlar üzerine uzun soluklu söylemler vermeyi seven ben bile İngiliz yemek kültürü hakkında söyleyecek bir şey bulamamıştım.
Biralar ile ilgili yazımda bahsettiğim gibi pub içinde pek çok içecek çeşidini barındırıyor. Fıçı olarak servis edilen ale, lager tipi biralar, çeşitli şişe biralar, pek çok yüksek alkollü veya alkolsüz içecek bulunuyor. Hemen hemen her pub çay, kahve servisi yapıyor olsa da en popüler içecek biradır. Başka bir ülkeye gittiğim zaman eksikliğini hissettiğim ilk şey pub ortamında bana sunulan bira çeşitlerinin eksikliği oluyor.
Pub kültürü esasen insanların bir mekanda beraber zaman geçirmesi üzerine kuruludur. Arkadaşlarınızla rahat koltuklara serilip evinizdeymiş gibi yer içersiniz, lokaller ile ayaküstü sohbet edersiniz, maç izlersiniz, arkadaşlarınızla oyunlar oynayabilirsiniz. Pek çok pub imkânları ölçüsünde, board oyunları, masa tenisi gibi oyunlar barındırıyor. Ayrıca hemen hemen her pub hafta da bir gün Pub Quiz gibi toplu aktiviteler düzenliyor ve kazananlar içecekle ödüllendiriliyor.
Pub Özlemi
Pub kültürü insanda öyle bir alışkanlık yapıyor ki İngiltere dışına çıktığınızda özlem duyduğunuz ilk şey oluyor, en azından benim için. Yaşadığımız dönemden ötürü pubları İngiltere’de iken özlüyor olmak ise çok kötü bir duygu. O yüzden karantina döneminin beni ve İngilizlerden oluşan arkadaş grubumu en çok etkileyen kısmı pubların kapatılması oldu.
Umarım bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatır ve publarımıza kavuşuruz.