İngiltere’de Araba Kullanmak ve Yolda Kalmak

Aslında bu başlığı İngiltere’de araba kullanmak yerine, Londra´dan Manchester´a nasıl ücretsiz ulaşılır şeklinde açmam gerekirdi. Eşimin Londra´da yaşayan kardeşini ziyarete gidişimizin dönüşünde, başlıktan anlayacağınız üzere, arabamız birazda siz beni taşıyın diyerek naz yaptı. Kısaca yolda kaldık. Bende fırsattan istifade İngiltere içinde nasıl bedavadan gezebileceğinizi anlatmaya karar verdim ki benzer bir olayla karşılaşırsanız belki benim başımdan geçenlerin bir faydası olur.

Peki neden Londra´ya gidilir ki? Bir dünya insanın arasına neden karışılır, abuk sabuk binaların arasında neden yürünür? Eurovision şarkı yarışmasını Londra´da bir evin televizyonundan izlemek için tabi. Eurovision yarışmasını Londra´da ki arkadaşlarımızla bir araya gelmek için 2 yıldır bahane olarak kullanmaya başladık.

Gelenekselleştirdiğimiz yıllık Eurovision buluşmalarımızda farklı milletlerden oluşan arkadaş grubumuzda herkes içkilerini alır, kendi ülkesi adına bahis oynar. Günün kazananını bilen için bir tshirt bastırılır ve gün sonunda yılın Eurovision Gurusu olarak evine uğurlanır. Bilin bakalım grubumuzda hangi ülkenin vatandaşı kendi ülkesini Eurovision´da izleyemiyor? Acaba Avrupalıları görüp onlar gibi bir hayat istemeyelim diye mi yavaş yavaş, eften püften bahaneler ile Avrupa´dan uzaklaştırılıyoruz?

Virgin sağ olsun, tren biletleri aşırı pahalı olunca, İngiltere’de araba kullanmak da pek yorucu olmayınca, yolculuğu araba ile yapmaya karar verdik. Gidiş yolunda her şey güzeldi. İnanmazsınız hava bile güzeldi. Londra´ya girdiğimiz sırada ise araba güçten düşmeye başladı.

İngiltere’de Araba Kullanmak

Daha önce söyledim mi bilmiyorum, ben uçmadığım gibi, araba da kullanmıyorum. Ben yürürüm ya da pedal çeviririm. Her hangi bir şey benim anlayış sınırlarımdan daha sofistike ise dokunmamayı tercih ederim. Arabalar ise bir yığın gereksiz parça ile doldurulmuş, motor kapağını bir açıyorsunuz bir yığın kablo, metal aksam… Eğer güzelim dünyamız uzaylı işgali altında değil ise bunun sebeplerinden biri debriyajın ne işe yaradığını anlayamamalarındandır. Neyse ki otomatikler çıktı ancak onlarda da şanzıman dağılıyormuş. Nasıl bir şey ki bu şanzıman hemencecik dağılıveriyor? Bunlara rağmen Türkiye´de ehliyet almamda emeği geçen herkese selam gönderiyorum ve siz okuyucularıma beni yolda araba kullanırken görmeniz durumunda sakince kenara çekip sabırla beklemenizi öneriyorum.

Ben araba kullanmasam bile, eşimin araba kullanmaya olan merakından ötürü sık sık uzun araba yolculukları yaptım. Türkiye’den İspanya´ya, İspanya´dan Sicilya´ya, Sicilya´dan boylu boyunca Yunanistan gezilerimizde her daim yan koltukta trafiği dikizlerdim. Gördüğüm ülkeler ile kıyasladığımda İngiltere´de araba kullanmak diğer ülkelere göre daha kolay diyebilirim. Her ne kadar direksiyon ters tarafta olsa da bir kaç defa vites kolunu tutmak yerine kapıya yumruk attıktan sonra alışıyorsunuz.

Peki İngiltere’de araba kullanmak neden kolay? İnsan kalitesi, istisnaların kaideyi bozmamasıyla beraber, trafiğe yansıyor. İnsanlar kurallara uyuyor. Birbirlerine yol veriyorlar ve korna çalmamaya çok özen gösteriyorlar. Gereksiz yere stres yaratmaktan uzak duruyorlar, haliyle de trafik insanı yormuyor. Ne yazık ki kurallara uymayan, gürültü yapan birilerini görürseniz yüksek ihtimal o kişi göçmendir. Yaşadığım muhitte muhtemelen ömründe ilk kez BMW sahibi olan bir abla arabanın camlarını açıp son ses Türkçe müzik dinliyor dışarıdan nasıl göründüğünden habersiz olarak. İki kez yanımdan geçti son ses müzik dinleyerek. Eğer kırmızı ışıkta yakalarsam iki laf edeceğim.

İngiltere´de Yaya Olmak ve Bisiklet Kullanmak

İngiltere’de araba kullanmak ne kadar kolaysa, yaya olmak ondan da kolay. Daha önce ki yazımda yazdığım gibi ben işe yürüyerek gidiyorum. Karşıdan karşıya geçmem gerektiği zaman, yaya kaldırımı olmamasına rağmen çoğu sürücü gülümseyerek yol veriyor, bende karşılığında pişmiş kelle gibi sırıtarak el sallıyorum. Çok tatlı olduğumu söylemiş miydim?

Bisiklet kullanmak konusunda ise, Amsterdam´ı görmemiş olsaydım, Manchester´da bisiklet kullanmak çok kolay derdim. Manchester´da bisiklet yolları sanki biraz dar, ve otobüs duraklarıyla birleştiği noktalar bisikletçiler için biraz tehlikeli görünüyor. Hep dediğim gibi en iyisi kapıyı kilitleyip evden hiç dışarı çıkmamak.

İngiltere´de Yolda Kalmak

Yazının başında söylediğim gibi bizim düldül Londra´ya girerken güçten düştü. Biz aracın problemini bir kaç hafta önce kırılan “intake hose air filter” olduğunu düşünmüştük. Kırılan bu zavazingoyu bulana kadar canımız çıkmıştı. Volvo bayisinin eşek yükü altın, 180 Pound, istemesinden sonra, Volvo´nun Ford ile aynı malzemeleri kullandığını öğrenip bir Ford uzmanına gittik. Ancak adam parçanın ne olduğunu bilmediğimizi düşünerek parçayı bize satmadı. Bizde parçayı Almanya´dan 44.70 Euro ödeyerek sipariş ettik. Parça gelene kadar da kırık olan zavazingoyu bantladık. Bantlı motor ile de Edinburgh yolculuğu yaptık.

Londra´da yolda kaldığımızda ise, pazar günü açık bakımcı bulamadığımızdan ve eşim araca zarar verme riskine girmek istemediğinden sigortayı aradık. Yarım saat sonra mobil bakım aracı geldi. Sonuç olarak varlığından haberimin bile olmadığı, dizel arabalarda bulunan bir filtre dolmuş. Dizel araçların yer yer yüksek devirde kullanılması gerekiyormuş ki filtre kendi kendini temizlesin. Adamcağız kontroller sonrası muhtemelen bir şey olmaz ama siz yinede risk almayın tavsiyesinde bulundu.

Araba almak ile ilgili yazımda söylemiştim, burada arabalar ucuz. Eğer aldığınız ikinci el araba on bin pound civarı değil ise Türkiye´de olduğu gibi sanayiye götürüp baktırmak istemenize gülerler. Yani aldığınız arabanın bir kaç muhtelif sorunu olması mümkündür. Bizim ilk arabamız da bir kere sorun çıktı ve eşim otobanda arabayı “hard shoulder” denilen güvenlik şeridine çekmek zorunda kaldı. Eğer otobanda yolda kalırsanız, aracınızı sizde güvenlik şeridine çektikten sonra araçtan inip bariyerlerin diğer tarafına geçmelisiniz. En fazla on beş dakika sonra yanınıza polisler gelecektir ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız size tavsiyede bulunacaklardır. Hatta eğer korkuyorsanız sizinle bekleyeceklerdir.

Yol Yardımı: Breakdown Cover

İngiltere’de araba kullanmak, almak, kolay ve ucuz ancak yıllık 1000 Pound kadar sigorta ödeyeceğinizi unutmayın. Biz sigorta yaptırırken “breakdown cover” denilen yol yardımını 25 Pound kadar ilave ile aldık. Yol yardımı içeriği ve fiyatı firmadan firmaya göre değişiyor. Kimi bankalar bedava bile sunuyor. Kimileri yolda benzininiz biterse benzin bile getiriyor.

Aracınızın evinizden çok uzaklarda yolda kaldığını var sayarsak, yol yardımınız ilk adım olarak gezgin hippi bir tamirci yolluyor. Gezgin espritüel tamirciniz aracınızı tamir edemez ise, çok uzaklardan evinize de dönmek istiyorsanız iki seçeneğiniz var. Sizi 500 Pound´a kadar tercih edeceğiniz bir ulaşım aracıyla evinize yolluyorlar, aracınızı da tek taşıyıcı ile istediğiniz yere götürüyorlar. Ancak bu durumda iki tane şart var. Şartların ilki aracınızdan önce belirlediğiniz noktaya varmanız, ikinci şart ise aracınızın tek taşıyıcı ile getirilmesi. Dünyanın en şanslı insanı değilseniz Londra´dan Manchester´a aracınızı taşıyacak aktarmasız bir araç bulunması, hele ki pazar günü, zor. İkinci seçenek ise aracınızla beraber sizi istediğiniz noktaya götürüyorlar. Bizim seçimimiz bu oldu.

Bedava Yolculuk

Yani bu durumda ki tek seçeneğimiz araçla beraber yolu parça parça gitmek idi. Efendim öncelikle kapının önüne bir çekici yanaştı ve çevre insanların bakışları arasında bizim nazlı kızı sırtladı. Londra´dan Oxford´a kadar gittik. Oxford´ta bizi Birmingham´a götürmek üzere bir başka çekici araç bekliyordu. Birmingham´da bir şeyler yedikten sonra aracı diğer çekiciye yüklediler ve bu tuhaf deneyim sonucunda Manchester´a yaklaşık 7 saatte ulaştık. Mis gibi bedava yolculuk.

Her aktarma sonunda imza atmanız gerekiyor. Ayrıca yol yardımınız iyi olup olmadığınızı belli aralıklarla telefon açarak soruyor.

Ertesi gün aracı sanayiye götürdüğümüzde filtrenin hakikaten köküne kadar dolmuş olduğunu öğrendik. Canim tamircimiz bir DPF denilen katkı maddesi ekleyerek birikintileri yüksek devirde yaktı. Bir kerede biz onu taşımış olduk, fena mı?