Sizi bilmem ama farklı bir ülkeye ne zaman gitsem o ülkenin marketlerini dolaşmaktan anlamsız bir haz duyarım. Buraya taşındığım ilk dönemlerde İngiltere marketleri arasında mekik dokumak bir çeşit eğlence gibi bir şeydi benim için haliyle. Bir şey almayacak olsam bile gördüğüm markete dalar, raflar arasında dolanır dururdum.
Whoever said money can’t buy happiness simply didn’t know where to go shopping.
Bo Derek
İngiltere marketleri arasında fiyat bazında ciddi farklılıklar var. Bu marketlerin çoğunun hedef kitleleri de farklı. Haliyle marketleri kategorilere ayırmak zor. Yazıda hangi marketleri ne şekilde kullandığımızı anlatmaya çalışacağım. Yazdıklarımın sadece benim görüşüm olduğunu unutmamanızı öneririm.
Ucuzluk Marketleri: Aldi ve Lidl
Herkese her zaman söylediğim gibi İngiltere’nin en güzel yanı bence Aldi. İngiltere marketleri içerisinde benim favori marketim. Şansımıza evimize en yakın market olması sebebiyle her hafta sonu alışverişimizi buradan yapıyoruz. Aldi öyle bir market ki, açıldığı bölgenin ev fiyatlarını bile etkiliyor. Kimi ürünlerin kalitesi kendisinden daha pahalı marketlerden çok daha ileride. Aynı söylemi pek çok İngilizden de duydum.
Aldi’nin alkol bölümü ise muazzam. Adada en uygun Guinness’in Aldi’de bulunması bir yana, kendi viski ve cin ürünleri kör testler sonucunda çok daha pahalı viskileri ve cinleri geride bıraktı. Şarap denemelerimde ise Aldi’nin 5 Pound civarına sattığı şarapları diğer marketlerin 8-9 pound civarına sattığı şaraplardan daha çok beğendim. Ayrıca diğer marketlerde satılan bira çeşitlerini de Aldi’de çok daha ucuza bulabilirsiniz.
Çevremizde hiç Lidl bulunmadığından pek bir şey söyleyemiyorum. Ama kötü şeyler duymadım. Lidl özellikle kimi haftasonları belirli ülkelerin yiyecek ve içeceklerini reyonlarına getirmesiyle meşhur. Hele Ispanyol haftası olduğunda insanlar kafayı yiyorlar.
Ne için kullanıyoruz? Haftalık mutfak, bira, şarap alışverişi ve dönemsel olarak getirilen marka ürünler için.
Ne için kullanmıyoruz? Aldi/Lidl kendi ürünü temizlik ve diğer kimyasal ürünleri kullanmıyoruz.
Ekspres Marketler: Tesco, Sainsburry’s, M&S Simply Food, Coop, Waitrose
Tesco, İngiltere’nin en geniş alana yayılmış olan marketi. Bu marketten kaçışınız yok. Eninde sonunda değerli paracıklarınızı gömeceksiniz. Neden bilmiyorum bir türlü sevemediğimiz bir market aynı zamanda.
Sainsbury’s ise Tesco’dan daha pahalı dikkat ettiğim kadarıyla. Ürünler daha iyi mi bilmiyorum, çok fazla alışveriş yapma şansım olmadı. Ancak İngiltere marketleri içinde en dikkat çekici poşetlere sahip market Sainsbury’s. Poşet almak isterseniz gidebilirsiniz.
Co-op ise kendi üretimi olan ürünleri gerçekten kaliteli bir market. Markete üye olabiliyorsunuz. Üye olduğunuzda güzel indirimler veriyor ama normalde Sainsbury’s ile kıyasladığımda sanki biraz daha uygun ama Tesco’dan daha pahalı. Yine de sevdiğimiz bir market.
M&S, Marks and Spencer, ise adanın en büyük firmalarından birisi. Bankadan tekstile, tekstilden markete kadar oldukça saygın güzel bir yer edinmiş kendisine. Fiyatlar diğer marketlere oranla yüksek. Buna rağmen Marks and Spencer’ı sevmiyorum diyemem. İngilizlerin deyimiyle “posh” bir market.
Waitrose ise bir diğer “posh” market. Bulunduğum yerde olmamasına rağmen tren istasyonunda bir kere girmemle kendimi en yakın Co-op’a atmam bir oldu. Fiyatlar yüksek, kalite nasıl bilmiyorum.
Ne için kullanıyoruz? İngilizlerin “top-up” dediği türde eve lazım olan ufak tefek bir kaç parça gıda için. İşin gerçeği, mümkünse Co-op dışında bu gruptaki diğer marketleri kullanmamaya çalışıyoruz.
Ne için kullanmıyoruz? Haftalık alışveriş için pahalı.
Büyük Marketler: Tesco Superstore, ASDA, Morrison’s, Sainsburry’s
Bu marketler genelde tek başlarına bir yapıyı kaplıyorlar. Biz bu kategoride bulunan marketlere, alakaya maydonoz olmakla beraber “Carrefour gibi market” diyoruz. Genelde otoparkları mevcut. Bu tip büyük marketleri genelde temizlik malzemeleri almak için kullanıyoruz. Temizlik ürünlerinde bilinen markaların ürünlerinden şaşmamanızı öneririm. İndirimleri takip ederseniz çok güzel fiyatlar yakalayabiliyorsunuz bu marketlerde. Ayrıca 2 veya 3 al, bir öde gibi kampanyalar ile sağlam bir bira stokuna kavuşabilirsiniz. Ayrıca viski, brendi, rom, cin gibi alkollü içeceklerin çeşitlerini daha kolay bulabilirsiniz.
Bu marketler içinde en sevdiğimiz ASDA, sonra Morrison’s ve her zaman ki gibi en sevmediğimiz market Tesco. Morrison’s ne yazık ki çok fazla karşınıza çıkmayacaktır. Fırın ürünleri, indirimleri, ürün çeşitleri güzel. ASDA ise ABD’de bulunmuş olanların iyi bileceği WallMart anlaşmalı bir zincir market. Bilinmiş markaların ürünlerini uygun fiyatlara alabilirsiniz. Ayrıca Morrison’s gibi dünya mutfağına ayrılmış bir reyonu mevcut meraklılar için. Yani tuhaf tuhaf ürünler bulabilirsiniz.
Ne hikmetse ASDA’nın bulunduğu hiç bir bölgeyi beğenmedim. Bu tip marketlere yakın bir yerde yaşamamanızı öneririm.
Ne için kullanıyoruz? İndirimde ki bilinen markaların temizlik ürünleri. Alkol.
Ne için kullanmıyoruz? Haftalık gıda alışverişi.
Bakkallar: Off-Licence
Sokakları arşınlarken önünüze muhakkak bu küçük bakkalımsılar çıkacaktır. Genel anlamda bu tarz marketler, gözlemlediğim kadarıyla alkol için kullanılıyor. Bizde ki tekelleri andıran bu bakkalların en önemli yanı ise kimi kargo firmaları tarafından teslim noktası olarak kullanılabilmesi. Internetten verdiğiniz bir siparişi daha sonra teslim almak üzere anlaşmalı bakkallara yönlendirebiliyorsunuz.
Fiyatları diğer İngiltere marketleri kadar ucuz değil ama evinize yakın olan off licence ise, marketlere yürümek yerine kullanılabilir.
İndirim Marketleri: Poundland, Iceland, B&M, Home Bargains, Wilko
Bu marketleri kategorilendirmek pek kolay değil. Ayrıca şüpheli bir şekilde ucuz olduklarından İngiltere’ye ilk yerleştiğimizde sattıkları ürünleri çakma sanarak alışveriş yapmamıştık. Sonradan öğrendik ki ürünler gerçek ama halen bir tuhaf hissetmiyor değiliz. Bu marketler mutfak alışverişi için uygun değil ve belirli bir ürün yelpazesinin dışına çıkmıyorlar.
Poundland, adından da anlaşılacağı üzere pek çok ürünün bir-iki pound olduğu bir market. Abur cubur almak için ideal bir market zinciri.
B&M ve Home Bargains yine abur cubur yanı sıra küçük çaplı ev eşyaları da bulunduruyor. Kalitenin muhteşem olduğunu söyleyemem ama ucuz bir şeyler arıyorsanız bakmanızı öneririm.
Iceland ise adından da anlaşılacağı üzere dondurulmuş gıda üzerine yoğunlaşmış bir market.
Sık sık kullandığım marketlerden olan Wilko ise ev eşyalarına ve temizlik ürünlerine konsantre olmuş. Wilko’dan aldığım her ürünü uzun süre kullandım. Bence B&M ve Home Bargains marketlerine kıyasla daha kaliteli. Yiyecek içecek satışı neredeyse yok. Bahçe ve dekorasyon ürünlerine konsantre bir market.
Eğer dibine yerleşmediyseniz bu marketler karşınıza çok fazla çıkmayacaktır. Yanı başımızda olmadığı için kullanmıyoruz.
Ve Türk Marketleri
İngiltere’de yaşıyor olmanız rakı içmeyi bırakacağınız anlamına gelmez ve gelmemeli. Büyük şehirlerin hemen hemen tümünde Türk ürünleri satan marketler mevcut. Manchester için benim bildiklerim Venus ve Eda (toptan). Türkiye’de ne kadar oldu fiyatı bilmiyorum ama burada bir büyük, perakende olarak, 20-25 pound bandında geziyor. Rakının kötü bir içki olduğunu kabul etmekle birlikte, beni başka hiç bir içecek o-kedi-buraya-gelecek kıvamına sokup Haydar Haydar diye bağırtamadığı için bırakamıyorum. Bu marketlerde ürünler ithal, haliyle diğer marketlerde ki ürünlerden daha pahalı.
Türk marketlerine ek olarak, damak tadınıza uyacağını düşündüğüm, Polonya marketlerini de incelemenizi tavsiye ederim. Polak nüfusunun fazla olmasından ötürü bu marketler karşınıza bol bol çıkacaktır.
Ne için kullanıyoruz? Rakı, Probis, bazen keçi peyniri, yaprak sarması, biber salçası, turşu, kornişon, galeta unu ve tabi ki sucuk.
Ne için kullanmıyoruz? Yukarıda yazdıklarım haricinde hiç bir şey için kullanmıyoruz.
Ödeme Şekilleri
Türkiye’de temassız ödeme yaygınlaştı mı gerçekten bilmiyorum. Ben Türkiye’de iken neredeyse yoktu, Gerçi Zonguldak’ta üniversite de yokmuş, AKP yapmış! Neyse… İngiltere’de temassız ödeme kabul etmeyen market görmedim. Kullanmanızı öneririm.
Self-Service ödeme ise, Aldi ve Lidl hariç, hemen hemen her markette var. Kendi ürünlerinizi kendiniz taratıp, aldıklarınızı çantanıza doldurup, ödeme yaptıktan sonra basıp gidiyorsunuz, bir Allahın kulu da nereye kardeşim demiyor. Marketlerde yoğun vakitlerde kuyruk oluşmasını gerçekten engelleyen bir uygulama. Avrupa’da bu tip bir uygulamaya denk gelmedim. Bir İngiliz arkadaş Amerikan sistemi olduğunu söylemişti, ne derece doğru bilmiyorum.
Marketlerin açılış kapanış saatleri bölgeden bölgeye, marketten markete değiştiğinden gitmeden önce google araması yapmanızı öneririm. Ekspres marketlerin genellikle geç saatlere kadar açık kaldığını unutmayın.
İngiltere’ye yerleştiğinizde market giderleri endişeleneceğiniz son şeylerden birisi olacak. Benim haftalık market harcamam alkol, et ürünleri, temizlik malzemeleri dahil haftalık 30-40 pound arasında değişiyor. En pahalı marketler bile, alım gücünü düşündüğünüzde, Türkiye’ye kıyasla neredeyse bedava. Marketlerin internet sitelerinden fiyat karşılaştırması yapmaya yapın ama siz yine de Aldi’den şaşmayın.